Ýmam-ý Azam'ýn, Öðrencisi Ýmam Ebû Yusuf'a Vasiyeti 1 Devlet baþkaný (sultan) ile sadece ilmi bir ihtiyaçtan dolayý yakýn iliþki içinde bulun. Onun yanýnda fazla tartýþmaya girersen kendini alçaltýr ve yanýndaki kýymetini azaltýrsýn. Onun yanýnda ateþ içerisinde imiþ gibi ol. Çünkü sultan kendisi için istediðini baþka kimse için istemez. Devlet baþkaný sana bir mesele arz ettiðinde, söylediklerini kabul edeceðine kani olmadýkça, o meseleyi çözmeyi kabul etme. Devlet baþkanýnýn huzuruna vardýðýnda, kendinin ve baþkalarýnýn deðerini bil. Avamýn arasýnda sorulmadan geliþigüzel konuþma. Kendi iþlerinden birini sana arz ettiði zaman ancak senin ve mezhebinin bilgi ve hüküm konusunda razý olacaðýna inandýktan sonra (onu) kabul et. Avamýn ve tacirlerin yanýnda ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçýn ki mala raðbet ve sevgin üzerinde durulmasýn. Halkýn arasýnda iken çok gülme, yýlýþma. Gereksiz yere çarþýya pazara sýkça çýkma. Olgunluða eriþmemiþ yeni yetmelerle fazla konuþma, senli benli olma. Çünkü onlar fitne vesilesidirler. Çocuklarla konuþup onlarýn baþlarýný okþamanda herhangi bir sakýnca yoktur. Yol ortasýnda þeyhlerle ya da avamla yürüme. Zira onlarýn önüne geçecek olursan ilminle seni küçük görürler; Eðer onlarýn gerisinde olursan da yaþlý olmalarýndan dolayý seni hafife alýrlar. Bu hususta Hz. Peygamber (sav) þöyle buyurmuþtur. "Küçüðümüze hürmet etmeyen büyüðümüze de merhamet etmeyen bizden deðildir." Sokaklarda, mescitlerde yiyip içme. Yol kenarlarýndaki çeþme ve sulardan su içme. Yol ortasýnda oturma. Oturmak zorunda isen mescitlerde otur. Dükkânlarda oturma. Ýpek ve ipek karýþýmý elbiseleri giyme. Aksi halde bu durum ahmaklýða yol açar. Evinde iken yatakta eþinle fazla konuþma, ancak ihtiyaç anýnda yetecek kadar konuþ. Onunla iliþkide aþýrý gitme. Ve ona Allah'ý zikrederek yaklaþ. Onun yanýnda yabancý kadýnlardan da bahsetme. Evlilik hayatýnýn tüm ihtiyaçlarýný karþýlayabilecek duruma gelmedikçe evlenme. Önce ilim talep et, sonra helal mal kazan, sonra da evlen. Gençliðinde hep ilimle uðraþ. Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boþ ve temiz olduðu andýr. Eðer ilim tahsili esnasýnda mal arzulayacak olursan ilim yolunda baþarýsýz olursun. Her daim yüce Allah'tan kork, emaneti yerine ver, seviyeli seviyesiz tüm insanlara nasihatte bulun. Hiç kimseyi küçük görme. Kendi vakarýný gözettiðin kadar baþkalarýnýn vakar ve haysiyetini de koru ve gözet. Bilgisiz kiþilerle özellikle dini konularda tartýþmaya girme. Tartýþma kurallarýna uymayanlar ve çýkar elde etmek için tartýþanlarla asla tartýþma. Kim sana bir soru sorarsa sadece sorusuna cevap ver. Meseleyi fazla daðýtma. Çünkü böyle yapman, onun sorusuna vereceðin cevabý karmaþýk hale getirir. Kazançsýz ve azýksýz on yýl da kalsan ilimden asla yüz çevirme. Çünkü ilimden yüz çevirirsen geçim sýkýntýsý sana musallat olur. Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarýnmýþ gibi muamele et ki onlarýn ilme olan arzularý artsýn. Avamdan, halktan seninle tartýþmaya kalkan kimselerle münakaþa etme. Çünkü böyle yapman izzet-i nefsinin ortadan kalkmasýna neden olur. Hakký söyleme konusunda sultan dâhil hiç kimseden korkma. Ýnsanlarýn hatalarýnýn ardýna düþme, aksine onlarýn güzel yönlerini gör. Ancak dini konularda, hatalarýný gördüðün kiþileri diðer insanlara bildir ki ondan sakýnsýnlar ve ona uymasýnlar. Bu konuda hiç kimsenin makam ve mevkisinden çekinme ki hiç kimse dini bozmaya, bidatleri hortlatmaya cesaret edemesin. Çünkü Yüce Allah bu konuda senin ve dinin yardýmcýsýdýr. Sen, senden baþkasýnýn yaptýðý ibadet ve taatten daha fazlasýný yapmaya çalýþ ki ilmin meyveleri üzerinde görülsün. Âlimleri bulunan bir beldeye vardýðýnda orada sadece sen varmýþ havasýna bürünme. Halký etrafýna toplayýp çekip çevirmeye kalkýþma. Onlarýn hocalarýna dil uzatma. Lüzumsuz ve yersiz tartýþmalara girme. Delilsiz, kaynaksýz konuþma. Onlardan biri imiþ gibi ol. Yoksa sana haset ederler. Yüce Allah için hep göründüðün gibi ol. Nasýlsan öyle görün. Tartýþma anýnda korkak olma. Yoksa bildiklerini karýþtýrýrsýn, dilin de tutulur kalýr.
Kaynak: Ali Pekcan, Fýkhýn Bedene Bürünüþü Ýmam-ý Azam Ebû Hanife, Ýstanbul, Gelenek yayýnlarý, 2010, s. 84 - 85 |